Demokrasinin Ekonomi Üzerindeki Etkisi Tartışılamaz

Kurumların iyi gelişmediği ülkelerde belirsizlikler çoğalır, uzun vadeli plan yapmak zorlaşır. İş dünyası beşeri sermayenin iyileştirilmesi, teknolojinin yenilenmesi için yatırım yapmaktan kaçınır.

Demokrasinin ekonomi ve gelir artışı üzerindeki etkisini tamamı iş dünyasından olup Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış on binlerce iş adamını temsil eden iş dünyası STK’sı olan TÜRKONFED, 2015’te yayınladığı “Yeni Anayasa’ya Doğru” isimli raporun bazı bölümlerinde şöyle ortaya koymuş:

Raporun 29. sayfasında “Aslında hemen herkes tuzaktan kaçmak için neyin gerektiğinde hemfikir: Verimlilik artışı, beşeri sermayenin iyileştirilmesi, daha çok araştırma geliştirme ve inovasyon. [….] Kurumların iyi inşa edilmediği ve/veya iyi işlemediği bu [orta gelirli] ülkelerde, önce kurumsal yapıyla ilgili önemli adımlar atmak gerekiyor. Kurumlar ve ekonomik performans ilişkisini irdeleyen birçok çalışma seçimlerin yanı sıra özgürlükleri de garantileyen demokratik kurumların ekonomik performansa katkısının çok önemli olduğunu ileri sürüyor. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin de dahil olduğu bu gelişen ülkelerin önündeki en önemli zorluk, vasat eğitim, vasat büyüme, vasat demokrasi çıkmazından kurtulmak gibi görünüyor.” 30. sayfasında “Orta gelirli ülkelere dair ortak görüş, kurumların güçlenmesinin yüksek gelir grubuna geçiş için kilit rol oynadığı. Bu bağlamda özellikle mülkiyet haklarının korunması ve sözleşme hakları gibi temel ekonomik kurumların yanı sıra finansal yapının derinleştirilmesi, idari kapasitenin ve kamu hizmetlerinin gelişmesinin önemine de dikkat çekiliyor. [….] Son yıllarda yapılan çalışmalar, siyasi kurumların da ekonomik gelişme için merkezi rol oynadığı yönünde. […] Kurumların iyi gelişmediği ülkelerde belirsizlikler çoğalırken uzun vadeli plan yapmak zorlaşıyor. İş dünyası beşeri sermayenin iyileştirilmesi, teknolojinin yenilenmesi için yatırım yapmaktan kaçınıyor” denilerek demokrasinin ekonomi ve gelir artışı için önemi ortaya konulmuş bulunmaktadır.

Raporun 38: sayfasında “Gelişmekte olan ülkelerin birçoğu orta gelir tuzağının yanı sıra başka tuzakların da pençesine düşmüş durumda. Piyasa ekonomisinin liberal demokrasi olmaksızın da varolabileceği […] anlaşılmış durumda. Dimitrov (2008) otoriter yönetim ve kapitalizm arasında bu beklenmedik beraberliği ortaya koyarken, Rusya ve Çin örneklerinin bunu kanıtladığını öne sürüyor. Çin örneğinde, Gallagher (2002), piyasa reformlarının uygulanış biçiminin, geniş bir kesime, bilhassa eski rejimin elitlerine sağlanan hatırı sayılır teşvikler sayesinde, demokrasi doğrultusunda talepler yaratmaktansa, rejimin sürekliliğini [sağladığını] vurguluyor. Çin ve Rusya başta olmak üzere birçok gelişen piyasada yakalanan ve uzun süre korunan büyüme performansı bu ülkelerdeki otoriter rejimlerin sürekliliğinde önemli rol oynadılar. Türkiye örneğinde de benzer bir dinamikten söz etmek mümkün.” s. 39’da ise “ […] 1990’lardan itibaren birçok rejimin, özgürlük alanı yaratmaksızın demokratikleştiğini, yani sadece seçimlere dayalı sınırlı bir demokrasi alanı geliştirdiğini ifade eden Zakaria, bu rejimlerin gittikçe merkezileşme ve güçler ayrılığı prensibinden kopma, özgürlük alanının daraltılması, medya üzerine baskılar, etnik çatışma ve/veya savaş gibi birçok olumsuzluğu beraberinde getirebileceğinin altını çiziyordu” şeklinde özetlenebilen tespit ve beyanlar yer almaktadır.

Diğer Yazılar
Hâkim ve savcıları Adalet Bakanlığı’nın göreve kabul ettiği, başarılı adayların mülakatlarda elendiği, yargının en kritik kurumu Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) yürütmenin bir uzantısı haline geldiği, tek kişilik yürütme cumhurbaşkanının…

3 dk.

Geçenlerde Birgün’den Uğur Koç, Google’un Türkiye’de bağımsız gazeteciliğe engel olduğunu, Google Türkiye’nin algoritmasının, bağımsız haber sitelerine erişimi dramatik şekilde aşağı çektiğini, Birgün, Gazete Duvar, Halk TV ve T24’ün internet sitelerinde…

8 dk.

Kendimden korkuyorum artık. Bıkkınlık gelip Stockholm Sendromuna yenik düşmekten, sahte mutluluk yaşayıp adalet mücadelesini bırakmaktan çekiniyorum. Çünkü yine bildik ve kanıksanmış bir haber düştü medyaya: Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK)…

8 dk.