Yargı Yapılanması ve Norm Kadro

2019’un başında toplam yargıç sayımız 19.000’i geçmiş; 100.000 kişiye düşen yargıç sayısı ülkemizde 24,4 seviyesine gelmiş! Bu seviye, 2014 yılında Almanya’daki 100.000 kişiye 24 hâkim seviyesinin üstündedir. Devletimiz yargıdaki insan gücü kaynağını hızlıca artırarak, kendimize örnek aldığımız Almanya’daki seviyelere getirme düşüncesiyle hareket etmekte; 100.000 kişiye düşen yargıç sayısını son 5 yılda neredeyse iki katından fazlaya, Almanya’nın üzerine çıkarmış bulunmaktadır. Bana […]

Yargı’da Rekabet

Mal veya hizmetlerin ideal üretim kapasitesi, toplumun ihtiyacına göre ayarlanır; çıkabilecek farklılıklar için de bir marj bırakılır. İhtiyaç çok, üretim az olursa, üreticiler, kaliteyi düşürür, kar marjını olabildiğince yükseltirler. Az emekle çok kazanılan bu durumu, mümkün olduğu kadar da uzun sürdürürler. Kanunla getirilen tekel durumları, bunun en güzel örneğidir. Fiili üretim tekelleri ise, kendi kendilerini […]

Tespit, Kısmi Alacak Davası ve Harç Zırvaları

Devletin, davalardan haraç gibi harç alma isteğinin doğurduğu tespit ve kısmi alacak davaları, hukuk davalarının en zırva olanı; vatandaşa bir zerre faydası olmadığı halde, mahkemeleri lüzumsuz yere en çok uğraştıranıdır. Yok efendim, “eda” olmaksızın salt tespit davası olmazmış; yok efendim alacağın miktarı belli ise, kısmi tespit davası açılamazmış, belli değil ise, hem kısmi tespit hem […]

Şirketler Demokratikleşirken Kamu Yönetimleri Otokratikleşmekte

Gelişmiş ülkelerde şirketler bile en önemsiz derecedeki çalışanları ile iş ortaklarını yönetime dâhil edip demokratikleşerek dünya çapında başarılar göstermekte; sınırlı kaynaklarla ülkelerine büyük zenginlikler kazandırmakta. İlk çağlardaki gibi bir kere seçilmiş olmayı kendilerini tanrının gönderdiğine yoran yöneticilerin egemen olduğu devletlerde ise giderek otokratikleşen kamu yönetimleri tökezlemekte; devasa kamu kaynaklarını ve ülkelerinin zenginliklerini israf etmekte. On […]

Yargıda Islahat / Reform

Yargı sorunu Türkiye’nin kendisinin yarattığı, kendi ayağına dolanan ve hareketini kısıtlayan bir bataklıktır. Yargı üst yapılanması, siyasi etkiyi politika yapımı dışında her türlü siyasi etkiden arındıracak kapsamlı bir şekilde değiştirilmelidir, ancak acil çözüm bekleyen konular bir an önce ıslah edilmeli; ve en azından: (1) Yargı, yürütme ve yasamadan bağımsızlaştırılmalı ve bu durum Anayasa ile güvence […]

İstişare mi, Cumhurbaşkanı’na Geri Bildirim mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan inancında samimi bir insandır. Müzik, ekonomi ve devlet yönetimi konusunda kişisel tercihleri olması doğaldır ve buna saygı göstermek gerekir. Yöneticimiz olarak aldığı kararlar, attığı her adım ve hatta tutum ve davranışları herkesi doğrudan ilgilendirdiği için, herkesin ve özellikle karşıtlarının, farklı fikir sahiplerinin ve hatta yabancıların inanç, fikir ve tercihlerine saygı göstermek, Cumhurbaşkanı’na bir görev olarak düşmektedir ve […]

Cumhurbaşkanı Hangi Müzikleri Dinlemeli?

Rutkay Aziz’in “Mozart dinlesin, iyi gelir.” Sözüne, “Meşrebi belli olan şahsımı Mozart dinlemeye zorlamak faşistliktir!” cevabı veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Mozart virtüözü olan Fazıl Say’ın konserine gideceği haberini biraz çelişkili bulsam da, sevindirici buldum. Çünkü, hem devlet yönetimi hem de ekonomik başarı ile sanat arasında, bazılarının düşündüğünden, çok daha yakın bir ilişki ve bağlılık vardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müzik, ekonomi ve […]

Kılıçdaroğlu’nu Değil, Siyasi Partiler Yasası’nı Değiştiriniz!

“Yapıştın koltuğa ayrılmıyorsun” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na yine yüklenmiş. Bkz. Bu söylemi gelmiş geçmiş bütün siyasi parti başkanları için genellemek mümkün. Çünkü, bir kere seçilmiş olmayı, kendilerini tanrının gönderdiğine yoran siyasi parti başkanları – birkaç istisna hariç –adeta yapıştıkları koltuğu bırakmazlar. Siyasi Partiler, Bireylerle Devlet Arasında Liderleri Tarafından Tutulmuş Olan Bir Dar Köprüdür. Siyasi partiler, bir yandan vatandaş adına devlet yöneticilerin […]

Demokrasimizin sorunu: Hesapverirlik ve Temsilde Adaletsizlik

Demokrasi endeksinde Türkiye, 100’üncü sıradan 110’uncu sıraya düşmüş, Bakınız İngiliz Ekonomist dergisinin 2018 derecelendirmesine;  Türkiye’nin 2013 yılı öncesindeki demokrasi puanı puan 5.70 dolaylarında iken, 2018’de 4.37’e düşmüş. Hükümetin açıkladığı yeni ekonomik programdaki hedeflere göre de, kişi başı milli gelirimiz 2017’deki 10.602 dolar seviyesinden 2018’de 9.385 dolara geriliyor. Orta demokrasi seviyemizdeki gerilemeye paralel olarak, orta gelir seviyemizin de geriliyor olması […]

Özgürlükler Savcıların Dudakları Arasından Çıkarılmalıdır

“Metin Akpınar’ın sözleri suç mudur?” Buna yargı karar verecek; adalet, eninde sonunda tam olarak yerini bulacaktır! Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert tepkisi üzerine, savcılığın bir pazar günü ceza soruşturması başlatıp, pazartesi sabahı polisleri Metin Akpınar’ın başına dikip, savcılığa giderek ifade vermeye zorlaması, eminim kendisini veya sözlerini sevmeyenler arasında bile bir adaletsizlik hissi yarattı. Polis aracına bindirilmemiş, kendi aracıyla gitmesine […]

AİHM’nin Demirtaş Kararı Çiğnenebilir mi?

Avrupa Konseyi üyesi 47 devletin üyesi olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 6366 sayılı kanunumuz vasıtasıyla 18 Mayıs 1954 tarihinden beri Türkiye’de de bir kanun olarak yürürlüktedir. Yani Türkiye hem sözleşmeye taraf bir üyedir hem de sözleşme hükümlerini iç hukukta uyulması zorunlu bir kanun haline getirmiştir. Temel insan haklarına ilişkin olan Sözleşme, eki olan protokollerle birlikte, […]

Tek Seslilik Krizi!

Herkesin haberleşme hürriyetine sahip olduğu*, halkın haber almasının, düşünce ve kanaatlere ulaşmasının, kamuoyunun serbestçe oluşmasının engellenemeyeceği, haber ajanslarının özerkliği ve tarafsızlığının esas olduğu* gerçeği, uzun bir süredir, işlevini kaybetmiş Anayasa maddeleri olmaktan ibaret. Oysa ki yaşadığımız krizler bize çok sesliliğin ve farklı seslerin yapacağı uyarıların ne kadar önemli olabileceğini bir kez daha gösteriyor. Ekonomist Uğur Gürses, SPK’nın 13 Temmuz’da “içeriden […]